Panik Atak ve Belirtileri

Panik Atak ve Belirtileri
  • 06-10-2018

PANİK ATAK

Panik atak, aniden ortaya çıkan yoğun korku, sıkıntı ve endişe nöbetidir. Bu nöbet şiddetli olarak genellikle 10-30 dakika arası sürer ve sonra yavaş yavaş şiddeti düşer.

Panik atak nöbeti yaşayan kişi çok kötü birşey olacağı veya öleceği hissine
kapılır. Buna bağlı olarak, kendisini kurtaracak birisi veya bir sağlık kuruluşu arama girişimleri olur. Hatta sağlık kuruluşlarına yakın mekanlarda yaşamayı tercih eder.

PANİK ATAK BELİRTİLERİ

Panik atak, birtakım fiziksel belirtiler ve düşünce süreçleriyle beraber ortaya çıkar. Bunlardan en belirgini yoğun korku ve endişe duygusunun hissedilmesidir.

Panik atakta görülebilen fiziksel belirtilerden bazıları:

– Mideye bir şey çöküyor hissi

– Avuç içlerinde terleme

– Her tarafta sıcaklık hissetmek

– Hızlı ve şiddetli kalp atışları

– Ellerde titreme

– Diz ve bacaklarda güçsüzlük veya esneklik

– İç titremesi, titreme duygusu

– Ağız kuruluğu

– Boğazda yumruk hissi

– Göğüste basınç

– Hızlı nefes alıp verme

– Bulantı veya ishal

– Baş dönmesi, sersemlik, göz kararması

– Gerçek dışılık hissi (rüyada gibiyim)

– Açık olarak (net olarak) düşünememe

– Bulanık görme

– Kısmen felce uğramışlık duygusu

– Ayrılma yada hayal gibi hareket etme duygusu

– Çarpıntılar veya düzensiz kalp atışları

– Ellerde, ayaklarda ve yüzde karıncalanma

– Göğüs ağrısı

– Bayılma hissi

– Midede titreme heyecan

– Soğuk ve ıslak eller

Korku ve endiğe duygularıyla gelişen düşünceler ise şunlardır;

– Ölmek üzereyim

– Kalp krizi geçiriyorum

– Aklımı yitirmek üzereyim

– Kendimden geçmek üzereyim

– Nefes alamıyorum ve hiç alamayacağım

– Felç olabilirim

– Kontrolümü kaybediyorum

– Tansiyonum çok yükseldi ve beyin kanaması geçireceğim

PANİK ATAK HİKAYESİ

Ali Bey, 26 yaşında, bekar, ailesiyle yaşayan bir erkektir. Ali Bey, yaklaşık 20 gündür dışarıya çıkmak istememekte, sürekli öleceği, kalp krizi veya beyin kanaması geçireceği düşüncesiyle yaşamak zorunda kalmaktadır. Bu düşüncelere kapşldığı ilk zamanlar, hemen soluğu acil serviste almış ve her an öleceği korkusunu büyük bir dehşetle yaşamıştır. Ancak acil serviste herhangi bir fiziksel rahatsızlığı olmadığı bildirilmiştir. Ali Bey, o günden itibaren birçok doktora gitmiş ama herhangi bir fiziksel rahatsızlığı olmadığı kendisine belirtilmiştir. Ayrıca durumunun büyük ihtimalle psikolojik olduğu vurgulanmıştır.

Ali Bey, hemen hemen her gün birkaç defa panik atak nöbeti geçirmekte, nöbetler sırasında nefes alamayacağını, kalbinin duracağını hissetmektedir. Bu kısır döngüden hiçbir şekilde kurtulamayacağını düşünüp mutsuz olmakta, giderek aklını yitireceğinden korkmaktadır. Özellikle dışarı çıktığında kontrolünü kaybedip
bayılacağını düşünmekte o yüzden kısa süreli mesafeler için bile dışarıya çıkmamaktadır. Neredeyse evden çıkamayan Ali Beye anne ve babası oldukça anlayışlı davranmakta ancak onlar da nasıl hareket edecekleri konusunda kendilerini yetersiz hissetmektedirler.

Sonuç olarak panik atak ve depresyon günümüzde her toplumda görülen yaygın ruhsal problemlerdir. Dolayısıyla bu ruhsal rahatsızlıkların dikkatle ele alınması gerekmektedir. Bu anlamda bu belirtileri yaşayan ve hayatının içinden çıkılmaz bir hale geldiğini düşünen bireylerin, psikoloğa başvurmaları gerekebilir.

Genel anlamda psikolojik rahatsızlıklara bakıldığında aslında kişilerin, kendilerini
olumsuz anlamda etkileyecek şekilde hareket ettikleri görülmektedir. Bu noktada Can Dündar’ın bir yazısına yer vermek oldukça faydalı olacaktır.

KUSURSUZ OLMAK

Çin’de bir adam, her gün boynuna dayadığı kalın sopanın iki ucuna astığı testilerle dereden su taşırmış evine.. Bu testilerden birinin yan kısmında çatlak varmış… Diğeri ise hiç kusursuz ve çatlaksızmış; ve her seferinde bu kusursuz testi adamın doldurduğu suyun tümünü taşır, ulaştırırmış eve..Ama her zaman boynunda taşıdığı testilerden çatlak olanı eve yarım; diğeri dolu olarak varırmış. İki sene her gün bu şekilde geçmiş. Adam her iki testiyi suyla doldururmuş ama evine vardığında sadece 1,5 testi su kalğrmış…Tabi ki kusursuz, çatlaksız testi vazifesini mükemmel yaptığı için çok gururlanıyormuş. Fakat zavallı çatlak olan kusurlu testi, çok utanıyormuş. Doldurulan suyun sadece yarısını eve ulaştırabildiği için de çok üzülüyormuş. İki yılın sonunda bir gün, görevini yapamadığını düşünen çatlak testi, ırmak kenarında adama şöyle demiş:

‘Kendimden utanıyorum. Şu yanımdaki çatlak nedeniyle, sular eve gidene kadar akıp gidiyor..’ Adam gülümseyerek dönmüş testiye; ‘Göremedin mi? Yolun senin tarafında olan kısmı çiçeklerle dolu..Fakat kusursuz testinin tarafında hiç yok.Çünkü ben başından beri senin kusurunu, çatlaklığını biliyordum..Senin tarafına çiçek tohumları ektim.. Ve her gün o yolda ben su taşırken,sen onları suladın.. 2 senedir o güzel çiçekleri toplayıp, masamı süslüyorum. Sen kusursuz olsaydın, o çatlağın olmasaydı evime böyle güzellik ve zarafet veremeyecektim’ diye cevap vermiş

Aslında hepimiz birer çatlak testiyiz Her birimizin kendine has kusurları vardır. Fakat sahip olduğumuz bu kusurlar ve çatlaklardır hayatlarımızı ilginç yapan, mükafatlandıran, renklendiren.

Etrafımızdaki her kişiyi,oldukları gibi kabullenin.. Onlardaki kusurları değil, içlerindeki güzellikleri görün… (Can DÜNDAR)

Paylaş!